25 Nisan 2024 Perşembe

KÖŞE YAZARLARI

Şeref CİHAN

Şeref CİHAN

ONLARDAN GİBİ GÖRÜNMEK ( ! )

 Uzun süreden beri memlekette muktedir olanların gözle görülür olan hatalarını savunmak, sırtlarına kambur olarak almak için kullanılan, sığınılan bir cümle var ; “Onlardan gibi görünüyor”, “Onlardan gibi hareket ediyor sadece”.

 

 

            Nedir bu “Onlardan Gibi Görünmek” sahi?  Ta, il başkanlığı döneminde abd tarafından görüşülmeye başlanılan, zamanı gelince gömleğini değiştiren, sonrasında iktidar kendine sunulan, ardından BOP eşbaşkanlığı görevi kendisine tebliğ edilen ve bu görevi yerine getiren ve BOP eşbaşkanı olduğunu defalarca söyleyen, dışarının adamı fettullah ile hareket eden, “ne istediler de vermedik” diyen şahıs aslında hep bu ülkemize düşman odaklardan gibi görünüp bu güruhlarla mücadele etmiş, mücadele ederken bu yöntemi kullanmış…

 

 

            Böyle bir düşünce asla ve asla kabul edilemez. Ülkenin başına çorap örülürken sözüm ona , bu faaliyetleri yapan gurubu kontrol etmek amacı ile onlardan görünmek…? Ama  tarihimizde de şu olmamış mıydı kılıfı… Bu hususları sohbet anında değerlendirdiğimiz bir arkadaşımız “ya onlardan gibi gözüktüğü sırada ölürse ne olacak, onlardan gibi gözükürken yaptığı yanlış işler ülkeye zarar olarak kalmayacak mı demişti. Türk tarihinde hiçbir hakan, hükümdar karşı taraftanmış gibi gözükmemiştir. Gerçek Türk hükümdarı ajan mıdır ki onlardan gibi gözüksün? Ancak başkasının ajanı bizden gibi gözüküp “Onlar”a çalışabilir.

 

 

            Ülkemizi düşman tecavüzlerinden kurtaran, bu ülkede çan sesleri yerine ezan sesleri duyulmasını sağlayan, ülkemizin devlet kurucu önderi, ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün hayatına, yöntemlerine ve tavrına bakınız. Asla ve asla “onlar”dan, birilerinden gibi görünmemiştir. Yolunu çizmiş, hedefini koymuş ve bu hedef için hiçbir surette taviz vermeden yürümüştür. Türk Milleti’nin istiklâli için, bu devletin kurulması için mandacı zihniyete hayatı pahasına umut bağlamamış, Ya İstiklâl Ya Ölüm diye haykırarak kendisine ve fikirlerine inanan bir avuç vatansever ile kurtuluş mücadelesini vermiş ve emperyalizme karşı büyük bir zafer kazanmıştır.

 

 

            23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında, Anlkara’da hiçbir şey olmadığını görüp memleketlerine geri dönmek isteyen milletvekillerinin varlığının farkına varan Sarı Gazi meclis kürsüsünden şu tarihi konuşmayı yapmıştır; “İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemâl mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!” Kararlılığını dikkatlice irdeleyiniz lütfen.

 

 

            Sarı Gazi istiklâl uğruna hayatını ortaya koymuştur. Amacı makam, rütbe, mevki değil Türk Milleti’nin istiklâli olmuştur. Bunun için de ordusu ile birlikte cephelerde bizzat mücadele etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni de kurduktan sonra bağımsız bir ülke olmak için gereken ne ise yapmış tüm saydıklarımızı yaparken de “Onlardan gibi görünmemiş”tir.

 

 

            Bugün bu ülkeyi kim idare ediyorsa izlenecek yol bellidir. Ülkedeki Nato üslerini istinasız kapatmak, Kürecik’teki israil kalkanını kaldırmak, israil ile olan ticari ilişkileri süresiz askıya almaktır. Bunların Türkçe’si bir savaşı göze almaktır zaten. Yani ülkeye, ey milletim, bağımsızlık için yokluk çekmeye, savaşmaya, hergün  azar azar ölmektense, ölmeyi göze alıp Türk gibi savaşıp tamamen bağımsız olmaya var mısınız deyip Sarı Gazi gibi ödün vermeden, koltuk düşlemeden milli mücadeleyi yapmaktır.

            “Onlar gibi görünerek” hareket eden ve sonuç alacağına inanan varsa memleketin bağımsızlığını değil oturacağı koltuğu düşünüyordur demektir. Kişiler, makamlar, koltuklar geçicidir. Kalıcı olan kendi canını bile hiçe sayarak büyük Türk Milleti ve tam bağımsız büyük Türk ülkesi için mücadele verenlerin yaptığıdır. Tıpkı Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemâl Atatürk’ün yaptıkları gibi. O, “Onlardan gibi görünmek” ibaresine lugatında , hayatında yer vermemiş, sadece Türk gibi hareket etmiştir. Yol açık ve nettir.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE! 
Sayfayı Yazdır

YORUMLAR

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

ÖNE ÇIKANLAR

YAZARLAR

KÜTAHYA

KENT KONSEYİ NE İŞ YAPAR?

Yerel yönetimlerin kuşkusuz en büyük yol gösterenleri olarak adlandırılan şehir kent konseyleri çevre illerde yerel yönetimlere projeler

KÜTAHYA - HAVA DURUMU

KUTAHYA

ÇOK OKUNANLAR

  • Listelenecek kayıt bulunamadı