Şeref CİHAN
HIZIR GELSEYDİ…
Daha önce yazmıştık burada, YETİŞ YA HIZIR başlığı altında…
Türk Hakanı Fatih Sultan Mehmet’i yargılayan kadı…
Hatırlatalım az birazcık…
Gayrimüslim mimarın, Mısır’dan getirilen ve cami inşaatında kullanılan sütunları kısa kestirmesinden sonra, Ayasofya dan daha kısa kalacak cami kubbesini sebep gösterilerek Fatih Sultan Mehmet emri ile elinin kesilmesiyle, kadıya müracaat etmesi neticesinde Fatih Sultan Mehmet’in kadı karşısına çıkması….Kadının gösterdiği yerde ayakta dikilir II.Mehmet…Yargılama yapılır…Hüküm kısas uygulanmasıdır…
Yani İstanbul Fatihi’nin de eli kesilecektir…Gördüğü adalet manzarası karşısında tazminat hakkını kullanıp kısasdan vazgeçer gayrimüslim mimar…Bir zaman sonra ziyaretinde kadıyı Fatih; adaleti uyguladığı için teşekkür eder, “eğer bana bir suçlu gibi değil de padişah gibi davransa idin, seni şu kılıcımla parçalardım” deyince, kadı efendi de cevaben; “ siz de padişahlığınıza güvenip mahkemeyi yok saysaydın senin kafanı koparırdım” diyerek kürsünün altındaki topuzu gösteriverir, diğer bir rivayete göre de eteğinin altındaki aslanları işaret eder…Yani koskoca İstanbul Fatih’i adalete teslim olmaktan korkmaz…. Biz de o Hızır dan bugüne da lâzım diyerek; YETİ YA HIZIR demiştik…
Gelelim bugüne…görevi ihmal,"zimmet, bilet kalpazanlığı, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak","suçu ve suçluyu övmek ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçalrından hakkında dosyalar olan birisi aklanmadan meclise giriyor. Kim mi? Bop eşbaşkanı recep tayyip erdoğan. Mesela mesai arkadaşları var; sadullah ergin ve nihat ergün seçim kanununa muhalefetten, ömer dinçer ve veysel eroğlu nitelikli zimmet, sahte belge, ihaleye fesat ve görevi kötüye kullanmaktan hakkında dosya olan fakat dokunulmazlık zırhına bürünen, kendilerine ak diyebilen isimler.
Son olarak da 17 Aralık sonrası malûm; güler, çağlayan, bayraktar, egemen bağış….
Yaptırılmayan ikinci dalga; savcının huzuruna çıkarılmayan bilâl oğlan… BABASININ HABERİ İLE İMAR OYUNLARINA GİRİP CUKKA YAPAN BİLÂL OĞLAN… Dün(12.01.2014) babası elinden tutmuş bilâl oğlanın, basına gösterip, korumam altında ellettirmem mesajı verilen bilâl oğlan… bilâl den sonra sıra kendine gelecek zira…Savcıların, emniyet mensuplarının yeri değiştirilip paralel devlet, dış güçler masalları… Oysa aynı savcı ve polislerle daha dün bunlar övünmüyor muydu, “bırakın işlerini yapsınlar” “destan yazdılar” kâbilinden… Bunlar değil miydi kadro kadro cemaat elemanlarını bu mevkilere taşıyan…HSYK’nın başına, kendi bakanını amir olarak getirip, kendi muz cumhuriyetinin dokunulmazlığını sağlama plânları…
E, koskoca İstanbul Fatih’i biraz daha sıkıp, çalışıp bir İstanbul Belediye başkanlığı bop eşbaşkanı tayyip kadar olamadı, HIZIR KADI ya gününü gösterecek, yerine değiştirecek…
1989 da arabasının tamponunu iple bağlayan recep, bugün dünyanın sayılı zengin başbakanları arasında… İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesap, hanımı hastane ortağı, beyzadesi gemicikler yürütüyor, diğeri ticareten zirvede, dünürler zengin, kilerler Kütahya Şekerli… Ama bakın ne demiş recep 1999 senesinde; "EĞER BİR GÜN DUYARSANIZ Kİ, TAYYİP ERDOĞAN ÇOK ZENGİN OLMUŞ, BİLİN Kİ HARAM YEMİŞTİR."
Bunu kendi ağzı ile zamanında söylemiş, daha ne demiş; “HIRSIZLIK BABADAN OĞULA GEÇER”demiş…
Eeee. Bunca vurgun vuran hırslı şahsiyete HIZIR gelse ne fayda…. Bilerek görmezden gelip alkış tutanlar da tüyü bitmemiş yetimlerin hakkına girmiştir, geçmişler ola…
(Burada tüm bunları halledip yeniden yargılama sakızını çiğneyen güruh ve bunlara çanak tutan barolar birliği başkanı, ilker başbuğun da artık tasdiklediği tartışma neticesinde terör suçlularını da (kck) sözüm ona “herkese adalet” kandırmacası altında serbest bırakırlarsa, asıl o zaman memlekette kan gövdeyi götürür, bilesiniz, bu konuya sonra değinilecektir zira bu hükümet ve akape habur da oslo da , pkk ile müzakereyi de elden bırakmamıştır)