25 Nisan 2024 Perşembe

KÖŞE YAZARLARI

Şeref CİHAN

Şeref CİHAN

AK(İ)LINI ALDIKLARIMIN

 Biliyorsunuz geçen hafta adlarına akil denilenler sözüm ona süreci, aslen terörle ve teröristle yapılan pazarlıkları anlatmak için Kütahya’ya geldiler. Cumartesi günü kaldıkları otelin önünde yoğun bir şekilde protesto edildiler. Gazetemiz internet sitesinde  yaklaşık 2 bin kişi tarafından sözde akillerin protesto edildiğini duyurdu. Bunun üzerine gazetemize bazı! Çevrelerden tepkiler de geldi. Neymiş emniyetin sayısına göre şu kadarmış. Bu akillerin memleketin her köşesinde yüzlerine tükürülürken Kütahya’da bir kısım insanların terörle yapılan pazarlılara verilen tepkiyi görmezden gelmelerini hayretle karşılıyoruz. Gerçi sözde akiller geldiğinde, hoş geldin diyebilenler, şehitlerimizin aziz hatıralarını çiğneyen, zavallı bir hâl alanlardır. İşte asıl üç beş çapulcu bunlardır.
Terörist pazarlıklarını “ak”lamakla görevli sözde “ak”illerin toplantıları tam bir tiyatro. Daha önce “Kim Bu Adamlar” yazımızda belirttiğimiz üzere, toplantıya katılacak guruplar belli, al gülüm ver gülüm sorular. Sonrasında düzmece olumlu raporları. 
Gazetemize Hasan Bey’e “ak”illerle sorması için sorular gönderen vatandaşımızın soruları maalesef sorulamıyor. Bu durum, sözüm ona ileri demokrasi gelmiş ülkemde ( böylece ülkede ileri demokrasinin ellerine pkk paçavraları ve apo piçinin resimlerini alanlara geldiği yine tasdik oluyor) toplantıya giren gazetecilere sadece görüntü alma, fotoğraf çekme izninin  verilmesi soru sorma izninin verilmemesinden anlaşılıyor. 
Bakalım o toplantıya vatandaş alınsa ne diyecekmiş; 
“Öncelikle sizlerin sözde barış sürecinizin bizlerce aslı terörle ve teröristle pazarlıktır. Sizler de bu şehitlerimizin katlinin vebaline ortaklık eden pazarlama temsilcilerisiniz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir devletle mi savaşmıştır yoksa bir terör örgütü ile mi mücadele etmiştir? Şayet bir devlet ile savaştı ise bu devletin adı nedir? Terör örgütü ile mücadele etti ise ismine sözde barış süreci denilen ihanet süreci neden yapılmaktadır?
Genele olarak tüm heyetle birlikte özellikle dünya görüşü ile bugüne kadar kendini dini yönü ile ifade eden Fehmi Koru;
Önce imralıdaki katil öcalan namaz kılardı diye medyada yumuşatılmaya çalışılarak, ardından  egemen bağış,” eğer onlar,barışa eğilim gösterirlerse sen de göster ve allah’a tevekkül et” denir demek sureti ile Kur’an ı Kerim den ayet işaret ederek,  aynı zamanda büyük ortadoğu projesinin eşbaşkanı olduğunu birden fazla kere ifade eden tayyip erdoğan da gerek 18 Mart Şehitler Gününde Çanakkale de, gerekse Kutlu Doğum Haftası nedeni ile yaptığı konuşmada, milli ve dini değerlerimiz üzerinden, terörle müzakereyi aklamaya çalışarak, dini hassasiyetleri olan milletimize müzakerelerin bir barış süreci diye şırınga edilmeye çalışılması dinen nasıl yorumlanabilir? Madem Kur’an dan örnek veriliyor, Kur’an –ı Kerim’de had suçlarından olan bağy yani “devlete isyan suçu” işleyenlerin cezasının ölüm olduğu bilinmez midir? Kur’an ‘da masum insanların kanına girenlerin cezası ölüm değil midir?
 O halde sizler de dahil olmak üzere neden sadece Kur’an dan işinize gelen yerleri alarak , dini işinize alet ederek, bu kirli oyuna Allah’ın kitabını işinize geldiği gibi karıştırıyorsunuz? Bunun sorumluluğunun farkında değil misiniz?
Ayrıca siz bu iş için örtülü ödenek veya bir fondan veya devletin herhangi bir kasasından bir kuruş dahi almadan bu işi yaptığınıza Allah’ınız, kitabınız ve kutsal bildiğiniz tüm değerler üzerine yemin edebilir misiniz? Eğer milletin bir kuruşu dahi boğazınızdan geçiyorsa bu paraların helâl olduğunu iddia edebilir misiniz?
Heyete; Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı sizleri neden bu kadar rahatsız etmekte? Diğer akil arkadaşınız Kezban Hatemi medrese kapılarından içeri alınmayıp ikinci sınıf vatandaş durumuna sokulurken rahatsız olmayan sizler, üniversitede hocalık payesi alan sözde akilinizin, bu fırsata Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet sayesinde eriştiğini anlayamıyor musunuz? Yoksa anlamazlıktan mı geliyorsunuz?
 Buraya, şimdi helâlleşme zamanıdır diyen ve terörle pazarlık edenlerin temsilcileri olarak geldiniz.gerek şimdi helâlleşme zamanı diyenler gerekse de onların direktifini alarak buraya gelen sizler, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm şehitlerimizin, şehit asker,polis, öğretmen, doktor, İstanbul’da molotoflu saldırı sonucunda şehit olan serap ve nicelerinin ailelerini tek tek ziyaret edip helâlliklerini aldınız mı?almadınız tabi ki… o zaman büyük vebal altındasınız? Bu ailelere evlatlarını,küçük çocuklara anne babalarını verdiniz de mi buraya geliyorsunuz?
 Sizler,gözünü kaybeden gazilerimizin gözlerini, bacaklarını kaybeden gazilerimizin bacaklarını, ellerini kaybedenlerin ellerini yerine aslı gibi koyup helâlleşip de mi buraya geldiniz? Kocaman bir hayır. O zaman yine büyük bir vebâl altındasınız.
 Şimdi,helâlleşme demişken bir ironi yapalım.hani imralıdaki katili masum göstermeye çalışıyorsunuz ya oradan yola çıkıp ironimize devam edelim.
Diyelim ki ben de bir örgüt kurdum, sizlerin eşini dostunu öldürerek işe başladım ve barış süreci diyenlerin, oğlunu kızını sebepsiz öldürdüm. Bu hatrı sayılır bir süre devam etti. bunun sonunda birileri çıkıp benimle barış sürecine girdi. Şimdi sizler o zaman da, analar ağlamasın ajitasyonu ile bu sürece destek için utanmadan şehir şehir gezip beni masum biri olarak tanıtır, şimdi helâlleşme zamanı biz hakkımız helal ettik deyip öldürdüğüm insanların adalet önünde hesabı bana sorulmadan, salıverilmemi, silahımı bırakıp gitmemi savunur musunuz? Bu mudur yani!!! o zaman bırakın teröristle pazarlık yapmayı, teröristten hukuk hesap sorsun.
 Son olarak derim ki;
  Sizlere akîl diyerek, kadük hükmündeki bu ödevi verenlere raporunuzu verirken, 
son sözü her zaman Türk milleti’nin söylediğini hatırlatın.Türk milleti henüz son sözünü söylemedi. Biz burada hatırlatıyoruz!”
 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
Sayfayı Yazdır

YORUMLAR

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

ÖNE ÇIKANLAR

YAZARLAR

KÜTAHYA

KENT KONSEYİ NE İŞ YAPAR?

Yerel yönetimlerin kuşkusuz en büyük yol gösterenleri olarak adlandırılan şehir kent konseyleri çevre illerde yerel yönetimlere projeler

KÜTAHYA - HAVA DURUMU

KUTAHYA

ÇOK OKUNANLAR

  • Listelenecek kayıt bulunamadı