Murat Akalın
KAHVE İÇMEK AĞIZ İSTER ADAP İSTER
Bilirim mart ayı mevsimsel özelliğinden olsa gerek kırk havaya sokar insanı; bir tarafta 18 mart gibi dünya tarihine geçmiş destanın sahipleri olarak ÇANAKKALE GEÇİLMEZ’in haklı gururunu yaşatırken,diğer tarafta teknolojinin tüm imkanları seferber edilerek an mesafesinde bulunabilecekleri karlar altında bırakıp şahsında devletin mağduriyetini üzüntüyle izlediğimiz aydır bu ay.
Sene-i devriyelerinde başta tüm şehitlerimiz ve genel başkanım Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmet, minnet, şükranla anıyorum mekânları cennet olsun. Kuşak olarak bizim neslin işi gayet zor kabul ediyorum; bir taraftan vatan millet meselelerine duyarlı olacaksınız diğer taraftan fikir üretip bu ürettiklerinizi çeşitli vasıtalarla toplumla paylaşacaksınız. Bizde bu minvalde ortalama bir vatandaş portresiyle toplumun dertleriyle dertlenip çözüm yollarını kendi izanımız dairesinde değerlendirmeye sunarken çok zaman haklı olmanın tartışmasız gururuyla bize tahsis edilen bu köşeden bir görev edasıyla yaptıklarımızı düşündüklerimizi satırlara dökerek yeni yollar açma gayretinde olduk.
Yerel seçimlere kadar geçecek olan sürede uluslararası arenada olan bitenin ağırlığı ve ulusaldaki o ağır kesif durum artı yereldeki akıl almaz ilişkiler yumağı tüm arsızlığı ile senaryosunu oynamaya devam ederken bize de gördüklerimizi son kez olsun buradan sizlerle paylaşmak düştü.
Uzunca bir girişten sonra elinde büyüdüğüm dedem ve babamdan kısa hayat notlarını sizlerle paylaşıp günümüze uyarlandığında ne kadar haklı olduklarını tensiplerinize sunmak isterim. Rahmetli dedem derdiki; yetmişini geçmiş adamdan, ilkokul çocuğuna öğretmenlik yapandan ve çocuk doktorundan yeterlilik belgesi istemek gerekir zira birileri mesleği gereği birileri de yaşı gereği çocuklaşır kazı koz anlar mütemadiyen yanlış yapar buna da müsade edilmemeli. Çok haklıymış sütunlarımız vasıtasıyla daha önceden meramını ayan ettiğimiz beyler akıntıya kürek çekerek ödül alma yarışına girdiler fakat tüm Kütahya merkez ilçe bilmekteki bu yaptıkları iktidarın değirmenine su taşımaktır, bugüne kadar her şeyini eleştirdiğiniz belediyenin yine sizin deyiminizle birlik vakfı yöneticilerinden biri olmazsa biri olur tarzında adrese teslim hediye edilmesidir. Bu kadar aymaz olabileceğinize elbette bizde ihtimal vermiyoruz lakin oluşan yer açma kavgası sayenizde Kütahya yı kocaman bir köy olmaktan çıkarma azmindeki Alim Hocaya çelme takarsa (ki bu niyet fazlasıyla görünüyor ve umarım böyle değildir)bunu hiç bir Kütahyalıya anlatamazsınız.
Geçiyorum babamın öğüdüne; 90 lı yılların başı askerden yeni gelmiş işyerini açmış evlenmiş biri olarak yaşımızın verdiği toylukla bir dükkan yetmiyormuş gibi ikinci dükkanı açmaya kalktım her şeyin tamam olduğu bir sabah babam dükkana geldi ve aynen şunları söyledi. “Bak oğul çok şişman insanlar vardır bilirmisin !.. he bilirim babam karşısında tam tersi çok zayıflar hatta çok uzun ve çok kısalar bunlar normalin üzerinde olan anormal gelişme gösteren hastalığa daha yatkın insanlardır ve toplum normlarının üzerinde gelişme gösterdiklerinden çabuk ölürler sende önünde ustan varken anormal gelişme gösterip ikinci dükkanı açacağım diyorsun insan hayatında verdiğim örnekleri kendine uyarla dikkat et ticareten çabuk ölürsün.” Dedi.
Bende o an bu anormal arzudan vazgeçtim. Bu örneği Tavşanlı siyaseti için verdim bir adayımız hocası gibi yaparak kendisine gelenleri kategorize ettikten sonra şahsını ön plana çıkarıp ciddi manada yaptığı reklamla bağlı olduğu partiyi tamamen ikinci plana itip, asli işini yaparken belediyeyi de alma azminde fakat bilinmesini isterim ki Tavşanlı uzun çarşıdan idare edilecek kadar basit olmamakla beraber yapılacak seçimde ticaret odası seçimi değildir!.. belki orada yedeğin yedeği olarak seçilirsiniz ama burada yanılır yenilirde kulağımıza gelenler dairesinde ikinci bir uzun çarşı müdavimi sayesinde il genel meclisinde bize belediyede diğerine mantığıyla politika belirleyip seçilirseniz rica ediyorum yedeğin yedeği gibi hareket etmeyiniz.
Bu yazımızda Keçecizade gibi yapıp az kelam çok meram diyemedik, bilirsiniz kahve içmek ağız ister!.. adap ister!.. bizde yazımızın özünde o ağız ve adap dairesinde Kütahya’da Alim hocayla IŞIK lanır Tavşanlıda Naci Erarslan marifetiyle GÜLER’miyiz ! ne dersiniz dostlar ? diyoruz. Bundan sonra ihtiyaç oluncaya kadar olanı biteni izleyeceğimizi beyan ederken hep olduğu gibi mutlu yarınlarda buluşmak temennisiyle diyoruz. Hoşçakalın