Hasan Demir

KÖŞE YAZARLARI

ŞERBET DER İÇERİZ !...

Meslek hayatımın bilmem kaçıncı yılına girdim. Altıntaş’ta yeni yeni özel kanallar izlenirken ben Kütahya’nın ilk açılan televizyon kanalında Kütahya’m için haberlerle haşır neşir oluyordum. Rabbim nasip etti Kütahya’mızın parlayan ve önünün açık olduğuna inandığım Altıntaş ilçemizde bir yayın organını satın alarak hizmet etmeye başladım. Üstelik ithal muhabirler yerine Kütahya’yı kasıp kavuran bir Altıntaşlı muhabir olan Mehmet Göç kardeşimle (Abimle), Altıntaş’ın sesi, soluğu nabzı olmaya çalıştık ve çalışıyoruz.

Altıntaş’ın kabuğunu kırması için kabuğun dışında ki bazı sert, gereksiz bölümleri hali ile saf dışına da itmek bizim görevimiz. Engel olanı yermek, gelecek için çalışanı övmek ve bildirmek asli işimiz. Tabi bu geçiş süreci sancılı oluyor. Hangi geçiş süreci derseniz hemen sıralayayım

1-) Kimse benim ne gazetemden, ne muhabirimden nede benden asla ama asla inanmadığımız tek bir haberi yazmamızı istemesin ve beklemesin !..

2-) Hiç kimse benim inandığım bir yoldan geri adım atacağımız zannetmesin !..

3-) Hiç kimse Altıntaş’ı yada Altıntaşlı’yı enayi yerine koymasın !..

4-) Hiç kimse beni ne kaymakamla, ne belediye başkanı ile nede Devletin savcısı ile asla ne tenkit etmeye nede korkutmaya kalkmasın !..

Ben ve gazetem hiçbir kişi yada kurumun güdümünde değildir. Karıştırdığınız bazı noktaları bir zahmet hacet hanenizi kaldırarak il merkezine gelip “Biz kimiz?” bir araştırın.

Ne Kaymakam bey nede Belediye Başkanımızın ben maaşlı 657’ye tabi devlet memuru değilim. Hele hele savcılık kalemi ile de asla tehdit etmeye kalkmayın. Bilmeyenler için şunu da söyliyeyim. Bu gazetenin her satırını her harfini devletin savcısı zaten okuyor. Gerek gördüğü yerde zaten yazı işleri müdürümüzle irtibata geçer.

Bir gazetenin son baskısı avukatlarımızın son onayından sonra basılır. Devletin savcısına akıl verecek kadar üstün zekalı olan hemşerilerim Altıntaş’ın bekası için bunca yıl ne yapmış ki? Siz “kafanızı” ona yorun !..

Kütahya’da hakkımda 16 dava açılmış ve hepsinden de alnımızın akı ile çıkmışız ve çıkıyoruz. Ne olur 17 mi? 20 mi? 50 mi? Şunu unutmayın Bu memleketin insanı devletten gelecek olan her türlü "Mihneti" şerbet der içer…