Hasan Demir

OLMAK YADA OLMAMAK. İŞTE BÜTÜN MESELE BU..

 Kütahya’nın Kumarı köyünün,  Demirciören sokağının ünlü şairi William Shakespeare söylemiş bu sözü!!!  Sene Bindokuzyüz çift sıfırlarda…

 Hikâyeye böyle başladık. Böyle diyorum çünkü yayın hayatına ara verdiğimiz dönemlerde ellerini ovuşturarak felaket tellallığı yapan hamam zade af buyurun “Karı ağızlılar” bu tür asparagaslara kendileri yazıp kendileri çizip oynar ve inanırlardı…

Gelelim biz asıl konumuza iki yıla yaklaştık “Kütahya’nın ve Kütahyalının menfaatlerini savunacağız” diye yola çıktığımız yayın hayatına ara verdiğimiz güne…

 Önce şunun altını çizelim Ara verdik dedik. Asla “KAPATTIK” demedik!!!

 Ama bakın görün ki “ilk darbe atmaya çalışan, hatta darbe attığını sanan kişiler” kendi meslektaşım bildiğim şahsına münhasır zavallılar oldu….

 Üzüldüm mü? Beni tanıyanlar bilir bilhassa sevindim.

 Biraz eskilere gidelim. Sonrasında yazının asıl amacını anlayacaksınız!!!

 Bu sayı özel sayı. İlk kez kendi yayın organımı kendimi ifade etmek için kullanıyorum.

 “Yaşasın Bencillik”

 Kütahyalı hemşerilerim aslında bilirler. Benim mesleğimi yaptığını sanan kişiler genelde “Kalem Satma” yoluna gittikleri için ticarethane işletirler…

 Çok mu sert oldu???

 Hayır!..  Daha durun yeni başladım. Bu köşe uzun olacak…

Kendi yayın organımız Kütahya Aktüel Gazetesi ile yıllarca birçok mahkeme dosyaları ile boğuşurken; bir elin parmağını geçmez arkadaşımla istişare ederdik. Ayak parmaklarınızın kiri olmayacak bazı kişilerde laf taşımak için ofisimizden çıkmaz “Meslektaşım adamsın, Hatta senin yaptığını yapan yok, ihtiyar heyeti İhsan abinin yerine seni alalım” diyecek kadar dilleri dışarıda olurdu…

Biz Kütahya’mızı savunduk, gerçek Kütahyalı bize sahip çıktı. Reklam vereni, Okuru, Satıcısı, İnternet okuyucusu derken Altıntaş ilçemizin gazetesini de satın alıp daha da güçlenmiştik!!!

Zaten ondan sonra olanlar oldu. Haberlerimizde bizler gerçekleri art arda sıralarken dili dışarıda uzun olanların, bir o kadar uzun olan kuyruklarına bastığımızı yeni anlamıştık…

Derken kapımız çalındı, Hatırlı duayen dediğimiz aslında kedi yüreğine sahip olduğunu sonradan anladığım satılık kalemler araya girdi.

“Misafirlerimiz” dedik. Çayımızı içenler derslerine iyi çalışıp Damatlarımın yaptıkları işlerden, kızlarımın geleceğinden bahsedince “Hem doğru yolda olduğumu anlamış, hem de ara vermemin gerektiğini” hissetmiştim.

Biz kalemimizi, duayen olduğunu adleden ağabeylerimiz bilir “Çanta dolusu paraya” SATMADIK, Çünkü o para Kütahya menfaatineydi, Koktuk mu? Hayır ama söz konusu aile olunca kabuğumuza çekilmeyi bildik.

Ama şimdilerde moda elden ele dolaşan çantalar, el değiştirilen satılık kalemler olmuş. Seyr-ü sefaya devam…

Nafi Güral beye yaptığımız bir ziyaret geliyor aklıma “Eleştirmen ve danışmanlar ile şirketlerin nasıl başarılı olduğunu” konuşmuştuk…

Haklıymış vesselam. Dışarıdan ya eleştirmen alacaksınız yada dışarıdan kendinize bakacaksınız!!! Bende dışarıdan baktım işte tam 2 sene!!!

 Timsah gözyaşlı benim güzel çevreme şöyle dışarıdan baktım da geri dönme vakti gelmiş.

Yazılı basın yayın bitti arkadaşlar!!!

 Artık İnternet dünyası daha büyük!!!

 Abonelik ücretinin değil, özgür yorumların olacağı bir portal geliyor!!!

 Ben sizlere Kütahyaspor’u icraya veren ilk iş adamlarını yazacağım siz şimdilerde Kütahya’yı nasıl yönettiklerini yazacaksınız!..

Ben sizlere kanarya sevenler derneğinde ki Kargalardan bahsedeceğim Sizler ise bu derneğin şaklabanlarını yazacaksınız!.. 

 Bensizlere açılmamış sanayi bölgelerini, istihdam yaratmaya engelleri yazacağım, sizler okumaktan keyif alacaksınız.

Ben sizler için 1 değil bin kere daha savcıya ifade vereceğim, sizler Kütahya’da satılık olmayan kalemlerinde olduğunu göreceksiniz…

 Ben size Kütahyalı firmaların, Kütahya’dan para kazananların Kütahyalı diğer iş paydaşları dururken dışarıya nasıl iş pasladığını yazacağım sizler ise vay be diyeceksiniz…

Ben size Olduğu gibi görünmek yerine olması gerektiği gibi olmaya çalışan bukalemun sermaye sahiplerini yazacağım sizlerde hemşerilerinizi tanıyacaksınız…

 Hasan Demir,  yine aynı olacak. Bildiğini yapacak, Pancar ekicisinin yanında olacak, Çiftçi ve köylü ile olacak, Kütahya’nın göçü ile uğraşacak, Hasan Demir gazetesinin aboneliğini kesen kurumla değil Kütahya’nın kalbine mühür çakanla uğraşacak…

Dedikodu yapacak arkadaşlarına yine çay söyleyecek, yine onlar ile hasbıhal edecek ama bu sefer çok eğlenecek çok…

 Ufak bir müjde sizlere!!!

 Kalemini satmadığını, düşündüğü uzuv üzerine değilde “oturduğu uzuv üzerine kalem oynatan” kimse benim yeni SANAL MECRAAMDA olmayacak.

 Çok sağlam, çok sivri kalemler çok ama çok yakında sizlerin menfaati için geliyor.

 O Yüzden Çok yaşa Kütahyalı ŞEKPIR AMCA )))

 OLMAK YADA OLMAMAK İŞTE BÜTÜM MESELE BU!!!