Buradan bütün okurlarıma teşekkür etmek istiyorum. Yalnız "üstün cesaret" ya da "bomba haber" benzetmesi yapan okurlarımıza biraz abarttınız diyebilirim. Zira Kütahya sınırları içerisinde soluduğumuz havanın, yediğimiz ekmeğin hakkını vermek istiyorsak Kütahya yararına olmadığına inandığımız şeyleri yazmak bizim görevimizin zorunluluğudur. 

 

    Hiçbir zaman birilerinin sesi olmayan, ya da birilerinin korkusuna kapılmayan gazetemizin yayın ilkesi sadece ama sadece "KÜTAHYA" olmuştur. 

 

    Bizim “sevdamız” ve “namusumuz” KÜTAHYA. Kimseye ne sevdamız ile dalga geçmesine izin veririz nede namusumuza yan gözle bakmasına tahammül ederiz.

 

    Gücünü sadece siz değerli okurlarından alan gazetemiz; yayın hayatına başladığından bu güne kadar sayısız yolsuzluk iddialarını ya da araştırılması gereken haberleri konu almıştır.

 

    Ancak sayın valimiz Kocatepe kendisi ile ilgili bir haberi (daha öncede kendisi ile ilgili haberde olduğu gibi) bizleri araması biraz memnun edici birazda kafalarda soru işareti oluşturacak cinstendi.

 

    Şu satırlardan Sayın Valimize şunu sormak isterim gazeteler ya da gazeteciler sadece kendisi ile ilgili haberler çıkınca mı aranır? Kütahya′yı ilgilendiren üst düzey sorunların ele alındığı haberlerde ilin mülki amiri "gel bakalım arkadaş şu işin aslı nedir?" diye sormaz mı? Göstermelik yemeklerle adımızı yemekçi gazeteye çıkaracağına gazetecileri rutin ziyaretlerle gezerek istişare yapamaz mı? 

    Benim acizane öğrenmek istediğim bunlar. İşte siz bunları yaptığınız zaman bütün gazetecilerde herhalde memleketimize sahip çıktığınız için elinizi öpmek için sıraya girer. Ufak bir hatırlatma benim şahsen kimsenin alnımdan öpmesine ihtiyacım yok !

    Halkımızın saygısına ihtiyacım var.!

 

    Saygılarımla…

 

İyi haftalar...